sağlık etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
sağlık etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Çiriş Otu

Merhaba bugün sizlere yine kendim bizzat denediğim ve çok faydası olan, çorbası ve kavurmasının yapıldığı çiriş otundan bahsedeceğim. Şu an tam mevsimi. Nisan ve mayıs ayında pazarlarda, marketlerde bolca bulmak mümkün. Çiriş her yörede yetişen fakat çoğunlukla Doğu ve  Güney Doğu’da yetişen pırasaya benzeyen bir ot.

Panik Atak




Merhaba değerli okurlarım uzun bir süre çeşitli nedenlerden dolayı yazılarıma odaklanamadım. Şimdi tekrar sizinle olmak mutluluk verici. →Facebook  sayfa okuyucularıma da en iyi ve doğru bilgileri aktarmak adına araştırmalarıma önem veriyorum. Dün de bir yazıya rastladım. Paylaştığım yazı→PANİK ATAK YANLIŞ ZAMANDA ÇALAN YANLIŞ BİR ALARMDIR,

Her şeyden önce sağlık


kanser ile ilgili görsel sonucu


Elinde kan tahlili doktorun kapısını çaldı. Kalbi heyecandan hızlı hızlı atıyordu. Ne zormuş diye içinden geçirdi. Yıllardır doktora hiç uğramamış kendini hep iyi hissetmişti. Ama son zamanlarda çok çabuk yorulur olmuş, kendinde garip şeyler hissetmeye başlamıştı. Geceleri uyumakta güçlük çekiyordu.
Keyifsiz bir şekilde Doktor'un odasına girdi. Doktor Bilgisayarından tahlillere bakarak hastasına döndü ve maalesef hastalığınız 2. evre hemen tedaviye başlıyoruz dedi, O anda her şey ters gelmiş, şuursuz , hiç bir şey duymaz olmuştu. Neden ben diyebildi sessizce. Kafasından binlerce şey geçti bir anda. Bütün dünyası yıkıldı. Oturup hıçkıra hıçkıra ağlamak, avazı çıktığı kadar bağırmak  istedi..

Stres Yapmayın!



Merhaba sevgili okurlarım;
Bugün hava güzel,  güneşli insanın içini ısıtıyor. Baharı yaşadığımız bu günlerde havanın kapalı olması insanın ruhunu da etkiliyor açıkçası. Hava açıp güneş penceremden içeri dolduğunda içim de kıpır kıpır mutlulukla doluyor. Sizlerde bunu yaşıyor musunuz ?
Geçen yayınladığım yazımda bahsettiğim Psikoterapist uzman doktorumuzun stres ve stresle baş etmenin yolları söyleşisinden aldığım notları sizlerle paylaşmak istedim. Bunları öğrenmemizin şu günlerde hepimizin ihtiyaç duyduğu bir konu diye düşünüyorum.

Öncelikle uzun süre strese maruz kaldığımızda ağır hastalıklar oluşuyor. Bunu bilelim ki her şeye stres yapmayalım. Stresi mümkün olduğunca azaltmaya çalışalım.☺Elimizde mi ? diye soracak olursanız tabi ki bunu sağlamak kendi elimizde diye cevap vereceğim ben de size.

Stresi uzun süre ve şiddetli yaşadığımızda vücudumuzda ne gibi zararlara yol açıyor bir bakalım.
Sürekli stresin yarattığı hastalıklar:
-Damar daralması olabilir; bu sebeple kalbe kan akışı yavaşlayabilir
-Kolesterol artabilir
-Migren kaynaklı baş ağrıları, astım atakları ve alerjik reaksiyonlar tetiklenip artabilir
-Sindirim sürecini bozabilir. Kabızlık, ishal, ülser ve bağırsak kanserine sebep olabilir.

Eskiden reflü yoktu gastrit vardı ülsere dönüşürdü. Şimdi ise reflü çok var. İnsanlarda mide ağrıları, baş ağrısı, migren ağrısı, sinirsel ağrılar görülüyor. Sonra bu şekilde hastalıklar oluşuyor. Bu hastalıklar hemen olmuyor, zamanla stres ve sıkıntıların birikimleri  sonucu ortaya çıkıyor. O yüzden sıkıntılarımızı içimize atmayıp birilerine anlatmak gerekiyor. Bedenimizi dinleyelim beden bize bir şey söylüyor. Hatta bana neler oluyor diye kendinize sorun. Çoğu ağrıların sebebi stres  yani psikolojik ağrılar,  fiziksel hiçbir sebep bulanamıyor. Ağrılar olduğunda kendimize çeki düzen vermeli ve stresimizi kontrol altına almalıyız.
-Baş ağrısı, stres ve rahatlayamamaktan
-Mide ağrısı, yapılanları, söylenenleri hazmedememekten
-Boyun ağrısı kin, affedememekten
-Omuz ağrısı duygusal yükler, suçluluk
-Bel ağrısı maddi kaygılar sonucunda görülebilir.

Zamanla içimize attıklarımız, ifade edemediklerimiz birikip hastalık olarak çıkıyor. İçinize atmayın, içinizde kalmasın. 
Mükemmeliyetçi olunca stres artıyor. Kendimize hata yapmak için fırsat vermeliyiz. Hatalardan ders çıkarmalıyız. Televizyonda kötü olayları izlemeyin çünkü etkileniyoruz. Özellikle panik atak olanlar bunlardan uzak durmalı seyretmemeli. 
En çok yakın ilişkilerde sorun yaşanılıyor. Akraba ilişkilerinde yıkıcı değil yapıcı olmak gerekiyor.
Kendinizi kötü hissettiğinizde evde oturmak yerine dışarı çıkın. Doğa iyileştirici bir unsur. 
Kendini olduğu gibi kabul etmek, kendini sevebilmek, kendin olmak çok önemli. 
Yaratıcıya bağlı olmak ondan yardım istemek, duanın gücüne inanmak gerekiyor. Manevi duygularımızın sağlam olması stresi atlatmamızda büyük faydası var.
Güzel bir dua: Allahım değiştirebileceğim şeyler için bana güç ver, değiştiremeyeceğim şeyler için sabır ver, ikisi içinde akıl ver.
Amerika'da yapılan bir çalışmada çok beğendiğiniz bir tabloyu duvara asmak insanın ruhuna iyi geldiği görülmüş.
Londra'da bir bilim adamı farelerle ilgili bir deneyinde onlara azar azar stres vererek 2 yıl yaşatıyor. Farelerin ömrü  2 yıl fakat iyi şartlar sağlanarak 4 yıla kadar uzatılabilir. 


Gelin hep beraber stresin belirtileri nelermiş bir bakalım :
_Zihinsel belirtileri: 
Unutkanlık (Sınav sırasında öğrendiklerini unutma)
Kararsızlık( Doğru yanlış ayırt edilemez, ikilemler yaşanır )
Dikkatini toplayamama (Yapması gereken konuya odaklanamaz)
Bütün bu belirtiler aynı anda görülmeyebilir.
_Davranışsal belirtileri: 
Agresiflik (İlişkilerimizi bozar)
Uyku sorunları (Uykuya dalamama)
Yeme bozuklukları(Aşırı yeme veya hiç yiyememe)
Kaçınma tutum ve davranışları(Yapması gereken işi erteleme)
_Psikolojik belirtileri: 
Alınganlık-Söylenen her şeyden başka anlam çıkarma
Kendine güvensizlik-Başaramayacağım, ne yapsam olmuyor
Değişken ruh hali-Bir neşe, bir içine kapanıklık
Aşırı duygusallık-Ağlamaklı olma, hassaslaşma 
Tahammülsüzlük-Yetersiz ve çaresiz hissetme
_Fiziksel belirtileri:
Ağız kuruması
Kalp atışında ve solunum sayısında artış
Bütün vücutta, kol ve bacaklarda kaslarda kasılma, titreme uyuşma hissi, baş dönmesi
Ateş basması,yüz kızarması
Sıkça tuvalete gitme ihtiyacı
Stres her ne kadar psikolojik kökenli olsa da vücutta bir takım fiziksel tepkilere yol açar.

Uzmanlar hiç stressiz olmayalım demiyorlar tabi ki  dozunda az bir stres insana fayda bile sağlıyor. Denge hali önemli. Hiç bir şeyi abartmamak gerekiyor. İyide de kötüde de bu böyle olmalı. Stresin pozitifliğine bakıyoruz. Buna biz olumlu stresin dinamik gücü diyoruz.Stresin olumlu yönüne bakacak olursak: 
_Tetikte olmamızı, performansımızın artmasını sağlar
-Bizi üretken ve yaratıcı yapar. Sorunlarımıza yeni çözümler buluruz.
-İşleri halletmemizi sağlayan güç ve zindelik verir

Her bireyin kendine göre stres seviyesi vardır
Görüldüğü gibi stres hayatımızda olmalı fakat her şeyde olduğu gibi ne az ne çok dozunda olmalı.

Stresle yaygın başa çıkma stratejileri:
Gevşeme egzersizleri- Stresle başetme grupları ve gevşeme egzersizleri, stresle başa çıkmada etkili olacaktır.
Danışmanlık-Bir danışmanla konuşmak, strese sebep olan problemlerin belirlenmesine ve stres yaratan negatif uyarıcıların kırılmasına yardımcı olacaktır.
Fiziksel egzersizler- Düzenli yapılan egzersizler kas gerginliğini azaltır. Kişinin kendini iyi hissetmesini sağlar.
Aile, arkadaşlar, sosyal gruplar gibi var olan destek sistemleri, stresli olaylarla ilgilenirken yardımcı olabilirler
Tatil- Kısa molalar vermek, stresin tepeye yükseldiği zamanlarda vücudun dinlenmesine yardımcı olur

Stres yönetiminin ilk kuralı, hiç bir zaman tek başına endişelenmeyin
Güvendiğiniz biriyle konuşun
Keyif aldığınız müzikleri dinleyin
Açık hava yürüyüşlerine çıkın 
Arkadaşlarınızla sohbet için zaman ayırın
Güvendiğiniz bir arkadaşınızla stres yaratan sorunlarınızı konuşun
Sağlıklı ve çeşitli beslenerek sağlıklı bir kiloda kalın. Yağ ve kolesterol oranını azaltın
Sevdiğiniz bir egzersizi düzenli yapın
Medya uyarıcılarını kısıtlayın
Rahat ve kaliteli bir uyku için bir uyku düzeni kurun
Mizahtan zevk alın. Çalışma alanınızı karikatürler ile dekore edin.
Pek çoğumuz stresle başa çıkabilmek için olumsuz yöntemler kullanırız. Bunlara örnek; Alkol, kafein, sigara, aşırı yeme vs. Bunlar vücuda daha fazla stres bindirir. Yapıcı başa çıkma yöntemleri, uzun vadede vücut için daha yararlıdır.
Başa çıkma, bireyin çevreden yada içten gelen baskıları ( İstekler, düşünceler, duygular) önleme yada üstesinden gelme mücadelesidir.
Dünyada stresle başa çıkmanın en iyi yolu başka birine yardım etmek olduğu anlaşılmış. 
Gerçekten de öyle bir yaşlıyı karşıdan karşıya geçirdiğimde yada bir çocuğa bir şey verip onu mutlu gördüğümde çok mutlu oluyorum.
Evcil hayvan beslemek de strese birebir iyi geliyor. 

Stresin bir tık sonrası anksiyete, depresyon olarak vücuda daha fazla zarar vermeye devam ediyor maalesef :( 

Öncelikle kendimiz için sonra çocuklarımız için iyi olmalıyız. Onun için kendimize iyi bakmalıyız. çocuklar hasta anne baba görmek istemiyorlar. Çocuklarımıza hasta bedenlerimizi miras bırakmayalım. 

mutlu günler ☺❤




Fotoğraflar bana ait

Her şey Beyinde bitiyor!



Merhaba sevgili takipçilerim,10 günlük bir aranın ardından sizlerle tekrar görüşmek ve tekrar yazmaya başlamak çok mutlu etti beni,açıkçası sizleri ve yazmayı özlemişim...
Bugün sizlerle hepinizin çok karşılaştığı,günlük hayatı sıkıntıya sokan,belki zaman zaman kendinizin de yaşadığı takıntıları ele almak istedim,takıntıyı;kişiyi rahatsız eden,tekrarlayıcı ve zorlayıcı düşünceler,duygu ve dürtülerdir diye tanımlayabiliriz,hastalığa psikiyatride obsesif bozukluk adı verilir,kişi bunların normal olmadığını kabul eder fakat zihninden atamaz

Uzmanların söylediği;Aslında her takıntı bir hastalık değildir,bunları senelerce sürdüren insanlar vardır,eğer kişi günlük hayatında,iş hayatında ve sosyal çevresinde sıkıntılar yaşamaya başlıyorsa o zaman psikiyatrik tedavi gerekir.

Araştırmalara göre takıntı hastalığı olanların Ahlaki değerlere ve kanunlara bağlı insanlar olduğu ispatlanmış.Hatta antisosyal insanların beyinlerinin,takıntı hastalığı olanların beyinlerinden farklı bulgulara rastlanıldığı söylenmiş.
'Takmış kafaya,dinlemiyor beni,illa böyle olacak diye tutturmuş' diye serzenişte bulunan ve durumdan rahatsız olan erkek ve kadınları etrafımızda zaman zaman duymuşuzdur.
.
Geçen gün bir arkadaşım sohbet esnasında misafirlerinin geldiğini,arkadaşının otururken,arkasındaki tablonun,yamuk duruşuna taktığını,gözünün sürekli orada olduğunu anlattı.Ne kadar sıkıntılı öyle değil mi?Sürekli beyniniz orayla meşgul,belki arkadaşınızla muhabbetinize konsantre bile olamıyorsunuz.Bir başka arkadaşımda; girişte yollukların aynı hizada olması gerektiğini,her defasında düzeltmekten yorulduğunu.Bu yüzden eşi ve çocuklarına ikaz edip artık onlarında bozulan yollukları aynı hizaya getirdiğini söylerdi hep.Acaba eşi ve çocukları bu durumdan memnunlar mı?

Yıllar öncesi ilkokul çağlarında orta kattaki kiracımızın eşi (çok sevdiğimiz kiracılarımızdan birisiydi)Annem hala görüşür,eve ekmek aldığında ekmeği suyla silerek tüketirdi,benim o zaman çok ilgimi çeken bu hareketin takıntı olduğunu yıllar içinde anlayabilmiştim.
Rahmetli dedem çeşmenin başına dikilir saatlerce pantolonunu silerdi.o yıllarda sokaklarımızda çeşmelerden bol sular akar,içilirdi de.Her gün dışarı çıktığında bunu yapan dedem,oysa ne kadar temiz ve mis kokardı yanımızda,tertemiz pantolonunun,temiz olduğuna kanaat getirmesi için tekrar tekrar elleriyle baştan aşağı silmesi gerekiyordu sanırım.

Geçenlerde geminin gelmesi için bekleme salonuna geçip oturduğumda,yan koltuğa oturmak için bir bayan geldi elindeki peçeteyle koltuğu sildi,tekrar başka bir peçete çıkartıp tekrar sildi,artık temiz olduğuna kanaat getirdi ki koltuğa oturdu.Sanki onca insan pis koltuğa oturdu da,bir tek o temiz koltuğa oturdu.Sürekli bu hareketi her yerde yapmak çok sıkıntılı olsa gerek....Ne kadar çok fazla karşılaştığımız,hepimizin yaşadığı bu tür davranışlar,hayatımız da çok fazla yer etmekte,belkide çok sıkıntı çektiğimiz fakat çokta umursamadığımız davranışlar.

Zaman zaman benim de takıntılarım olmadı değil,fakat beni rahatsız edici olmaya başladıklarında bırakmaya çalışır daha az yapmaya gayret ederdim.Örneğin dışarı çıktığım zaman sular açık mı? ütü fişte mi? ocak açık mı? diye düşünür geri döner tekrar kontrol ederdim,şimdi evin içinde kontrol edip,baktım her şey yolunda tekrar bakmaya gerek yok diyorum ve geri dönüp tekrar bakmıyorum.

Bana göre kendisini ve karşısındaki kişiyi canından bezdiren takıntıları varsa bir insanın,tedavi edilmesi gerekir,insanın hayatını yorucu ve çekilmez kılması her halde kimsenin istemediği bir şeydir.Zihnimizin bize yaptığı oyunlar,uzmanlar bunun üzerine gitmemiz gerektiği ve yardım almamız gerektiğini söylüyorlar.Uzmana gitmeden,öncelikle insanın kendisi çözümlemesi,olmuyorsa yardım alması en iyisidir.Her zaman söylerim ve kabul edilmiş hep bilinen bir şeydir bu aslında,her şey beyinde bitiyor,kendi kendimize birçok  şeyi telkin yoluyla engelleyebiliriz.

Sevgili takipçilerim umarım sizlerin kendi hayatınızı ve çevrenizdekilerin hayatını bezdirecek bu tür takıntılarınız yoktur varsa biran önce kurtulmanızı temenni ederim,eğer  yoksa gerçekten çok şanslısınız demektir.☺
Takıntısız güzel günler dileğimle,hoşcakalın ❤



Kurban Bayramı, Kurban ve Kur'an

Toplumumuzun yüzde doksan dokuzu Müslüman diye biliyoruz. Ancak ülkemizdeki Müslümanların, İslam'ın temel kavramları hakkında doğru ve d...