Yeni bir yıla yeni umutlarla girerken




Merhaba blog sever dostlarım.Güneşli fakat serin bir Aralık ayının bu son haftasında daha Yeni yıla yaklaşırken hâlâ kar  yağmasını dört gözle beklemekteyim.İnşallah yılbaşı akşamı bize sürpriz yapar.😊Çocukluğumdan beri yeni yıla kar yağışıyla girmek beni hep mutlu etmiştir.Kar ile yeni yılı hep özleştirmişimdir.O Yıllarda camdan gökyüzüne bakarak karın yağıp yağmadığını kontrol ederdim.Eğer yağmıyorsa çok üzülürdüm.Allaha dua ederdim yağsın diye.Bu yaşıma gelmiş olsamda,hâlâ her Yeni yıla girişte camın önüne gidip gökyüzüne bakıyorum kar yağıyor mu diye😊Bilmiyorum sizlerde Yeni yılda hiç kar yağışını beklediniz mi?

Yeni bir yıla sayılı günler kala,sonuna geldiğimiz bu senenin hızla geçtiğini,bu yıldan hiçbir şey anlamadığımı itiraf etmeliyim.Bana göre Yeni bir yıl demek yeni bir yaş almak,yaşlanmak demek.
Çocukluğumuzda Yeni yıla girerken televizyonlarda Yeni yıl programları olur,çoğu Aile yeni yıla girdiğimiz geceyi Televizyon karşısında geçirirdi.O yıllarda Arkadaşlarla birbirimize yeni yıla girerken o gece ne yapmayı düşünüyorsunuz diye sorduğumuzda ptt yapacağız derdik:))Pijama,terlik,televizyon demekti bu.

Çocukluk ve Gençlik yıllarımda Yeni yıla girerken sevdiklerim için hep sağlık,mutluluk dilemişimdir.Ülkemiz için Dünya için barış,huzur istemişimdir.O zamanlardan beridir dileklerim değişmedi hep aynı.Hatırlıyorum o yıllarda  Ortadoğu karışık,ekonomi kötü,iklim değişikliği başlamış..Bunları okudukça,duydukça hep üzülürdüm.Aslında hiç bir şey değişmedi her şey aynı belki fazlalığı var eksiği yok ne yazık ki.😢
Dünyamız için en büyük hayalim; savaşlar olmasın,insanlar birbirini öldürmesin,İnsanlar eşit şartlarda yaşasın,Doğamız pırıl pırıl tertemiz yeşilliği ve havasıyla en güzel şekilde bize hizmete devam etsin,herkes birbirine sevgi,saygı duysun,kötülük yok olsun..
Bu hayalim bir Dua,bir dilek olsun.İnşallah bir gün gerçekleşsin.


Yeni yıl,yeni beklentiler aslında.Her birimiz yeni beklentiler içine giriyoruz.2018 yılına girerken ;umutlarımızın,hayallerimizin gerçekleşmesini diliyoruz.Yeniden her şey için yeni bir sayfa açıyoruz.2017 yılında da aynı umutları,aynı hayalleri diledik belkide.Kimimiz hayallerini  gerçekleştirdi,kimimiz fazla şanslı değildi ne yazık ki.Umutlarını başka bir zamana erteledi...

Sıkıntılı,mutsuz geçirilen bir yılın sonunda yeni bir yıl insana umut vericidir.Sıkıntılı günlerin geride kaldığı bir daha yaşanılmayacağı yönünde beklenti oluşur.
Yeni yılın gelişiyle yeni kararlar alınır.Yapmak isteyip te yapamadığımız şeyler için yeni yıl bizim için bir fırsattır.
Geçmişte yapılan hataları,kaçırılan fırsatları düşünüp nerde hata yaptığımızı değerlendirip,yeni yılda tekrar yapmamaya çalışmak,bunu hayatımıza uygulamak bizi motive eder.Yani kısacası demem o ki Yeni yıla yeni umutlarla büyük motivasyonla gireriz.
Geçmiş yılda gerçekleştiremediğimiz hedeflerimize yeni yılda ulaşmayı ümit ederiz.Örneğin sigarayı bırakamamış bir kişi yeni yılda bırakmayı hedefler yada zayıflamayı isteyen birisi yeni yılda bu isteğine kavuşmayı düşler.
Evlenmek,çocuk sahibi olmak isteyen birçok insan yeni bir yıla yeni bir umutla ulaşmayı bekler.
Bazılarımız zengin olmak,güzel bir işe girmek,ev araba almak ister..
Bazılarımızda hasta olarak geçirdikleri bir yılı iyileşmiş olarak karşılamak ister.
Bireysel isteklerimiz bir yana hepimiz kardeşçe barış içinde bir yıl olmasını dileriz.Çocukların,kadınların ölmediği herkesin mutlu olduğu bir dünya olmasını isteriz.

Dilerim herkesin istekleri gerçek olsun...

Yeni bir yıl dedik,umutla bekledik 
Her şey aynı kaldı değişmedi.Bilemezdik.
Düşlerimizi gerçekleştirmek istedik,
Aslında başka da bir şey istemedik...

Yeni bir yıl dedik,umutla bekledik
Yaşanmamış gibiydi akıp giden zaman.
hatıraları geride bırakarak,
Takvim sayfalarını eksilttik...

Yeni bir yıl dedik,umutla bekledik 
Sevgi,huzur,mutluluk istedik.
 Hayallerimize kavuşmak için, 
Bir ömür verdik..

Yeni bir yıl dedik,umutla bekledik 
Her sene yeniden bıkmadan bekledik.
Oysa zaman geçti,ömür bitti,
Farkına vardığımızda çok geçti.. 

Yeni bir yıl dedik,umutla bekledik
İçimizde bir kıpırtı,yüreğimizde sevgiyle.
Geçmişi bir çırpıda sildik,
Gelecek güzel günlerin hevesiyle..

Saadet Sezer 



MUTLU YILLAR...HAPPY NEW YEAR...







ŞANSLI

 Soğuk ve yağışsız bir Aralık akşamından huzurlu akşamlar blogsever dostlarım.Bu aralar havalar hastalık havası.Bir bakıyorsunuz yazı aratmayan bir sıcaklık,bir bakıyorsunuz biranda dereceler düşüyor.
Herzaman yazılarımı sabah yazıp akşam kontrollerini yapıp yayınlıyordum.Bugün diğer günlerden farklı akşam yazıp yayınlamayı düşündüm.Bir yazma isteği geldiki sormayın 😊
Birkaç yıl öncesi aylardan temmuz , cumartesi  sabahında ailemle birlikte balkonumuzda kahvaltı yapıyorduk. Birden kızım heyecanla başını yana çevirerek,Anne baksana kedicik ne kadar da ufak diye bize el işaretiyle o tarafı gösteriyordu.Gerçekten miniminnacık bir kedi bahçede kendi kendine oynuyordu.Çok sevimliydi.Onu izleyerek kavaltimıza devam ettik.O kadar küçüktü ki acaba Annesi nerelerde diyede merak ettik açıkçası.Neden tek başınaydı?Kahvaltımızın o günkü sohbet konusu oldu.😊
Neyse yaramaz kedicigin neşeli oyunlarını izledikten sonra Kahvaltımızı bitirip,kızım ve oğlum arkadaşlarıyla buluşmak üzere dışarı çıktılar.Eşimle bizde dolaşmaya çıktık...
Ertesi gün önceki günün aksine çok kötü bir hava vardı.Yağmur seller akarcasına yağıyor,şimşekler çakıyordu.Hava birden soğumuştu.Sabah uyandığım da bir patırtı kütürdü neler oluyor diye koridora ilerlediğimde biran  kızımın pijamalarıyla dışarı fırladıgını gördüm.Babamızda kardeşi de ne olup bittiğini anlamaya çalışarak uykulu gözlerle sokak kapısına bakıyorlardı. Neler oluyor demeye kalmadan kızım kucağında sırılsıklam ıslanmış,ağlar gibi sürekli miyavlayan kedicikle kapının önüne dikilerek,Anne lütfen alalım içeri onu diye yalvaran gözlerle bana bakıyordu.
Kedileri uzaktan seven fakat evde beslenilmesine karşı olan ben kızımın yalvarışlarına kayıtsız kalamamıştım.
Kediciği içeri aldık.Babasıyla kediyi  doğru banyoya götürüp yıkadılar.Zavallıcık hiç sesini çıkartmadan kendini bırakmış bir halde öylece durdu.Aslında bilirsiniz kediler suyu hiç sevmezler.Artık ne olacaksa olsun der gibiydi.Yıkadıktan sonra bir güzel havluyla ve kurutma makinesi ile kuruttuk.O avazı çıktığı kadar bağıran kedi susmuş kendini bize bırakmıştı.Besbelli karnıda açtı.Pamuğu süte batırıp verdik.Nasılda acıkmış Annesinin memesini emer gibi kuvvetli kuvvetli emiyordu.Ertesi gün Annesine fakat bulamadık.O gün veterinere götürerek muayene ettirerek ilk aşılarına başladık.Doktor kuvvetlenmesi için vitamin verdi..Birde aşı karnesi verdiler.Veteriner bize erkek kedi olduğunu söyledi.Kızım adınıda koydu Şanslı😊
Şanslı artık kedimiz olmuştu. Mamasını aldık,bizim yediğimiz yiyeceklerden de veriyorduk.Çok seviyordu,mest oluyordu.Mutfağa girmesi yasaktı..Birgün sabah mutfağa doğru yöneldim arkamdan geldi minik.Girmemesi için mutfağın kapısını kapattım.Fakat kapının altının yerden yüksekte olmasını hiç hesaba katmamıştım.Kapıyı kapatır kapatmaz zorlayarak alttan geçmeyi başarıp mutfağa girdi.Çok şirin ve çok komikti gülmeme sebeb oldu.😃Büyüdüğünde birkaç defa denedi,giremeyince artık denemekten vazgeçmişti.
Şanslı diye bağırdığımda hemen koşarak yanıma geliyor,yanımdan hiç ayrılmıyordu.Adete bir çocuğumuz gibi  davranıyorduk.Hatta çocuklar inanamıyorlardı Anne sen  nasıl böyle oldun diye.Bakımı bana kalmıştı,ben daha fazla vakit geçiriyordum onunla.Artık şanslı benim çocuğum gibiydi adeta😊💕
Şanslı da mutluydu,huzurluydu,keyifliydi.Neşe kaynağımız olmuştu.Bakımlı gürbüz bir kedi olmuştu.Aylar geçti şanslı ergenliğe girmiş,farklılaşmaya başlamıştı.Hırçınlaşmış daha hareketli olmuştu. Birkaç defa balkondan atlayarak kaçtı.Her atlayışında aşağıdan alıp getiriyorduk.Bir defasında saat gece birlerde eşimle dışarıda şanslı aradık fakat bulamadık.Bir gün sonra gelmişti.Perişan durumdaydı bir gün nerdeyse hiç kalkmadan uyudu yorulmuş gibiydi.Neyse her eve gelişinde banyo yaptırıyor,temizliyor tekrar kaçmasın diye dikkat ediyorduk.

Ramazan Bayramında yola çıktık,onuda arabanın içinde serbest bıraktık.Önce çok korktu koltukların altına girip epey bir çıkmadı.Daha sonra kucağıma aldım biraz alıştıktan sonra arabanın arka camına oturup,etrafı seyrederek yolculuk etti.
Memlekete gittiğimizde değişik şehir,değişik insanlar gördü.İlk önce ürkek davranıyor daha sonra alışiyordu.Küçükken de çok ürkek,çok korkak bir hayvancıktı zaten.Sürekli balkona kaçıyordu.Atlayacak kaçacak diye ödümüz  kopuyordu.
Arefe günü kızım halasının evlerine götürmüştü Şanslıyı.Kuzeninin de köri isminde dişi bir kedisi vardı.Şanslı onun peşinden koşuyor rahatsız ediyor diye Şanslıyı odaya kapatmışlar.Bende akşam eve uğradım alıp  götürecektim Şanslıyı.Yukarı çıktım Şanslı nerde dedim.Odanın kapısını açtıklarında şanslının öyle bir gelişi vardı ki sinirli ve gergin olduğunu anladım.Kafese koyup götüreyim diye düşündüm ama girmemekte diretiyordu.Son bir hamle içeri tam soktum derken dişlerini geçirip fırlayıp kaçtı.derin tırmalamıştıda. Müthiş acı hissettim, sanki bütün sinirlerime kadar dişlerini geçirmişti.Kolumu hissedemiyordum.Bir yandan da kolum kanıyordu.Şanslıya hiç kızmadım.O sadece doğası gereği böyle davranıyordu.Hastanede acilde iğne yapıldı ve on gün kediyi takibe almamız istendi.Hemşire, kedimizin aşılıda olsa dışarıda başka kedilerle temastan ve onların su içtiği kaplardan su İçmesi sonucunda kuduz mikrobu kapabilir diye bizi uyardı.
Hastaneden eve gelip Şanslıyı kafese 6 kişi 2 saatte anca koyabildik.Eve geldiğimizde Şanslıyı kafesten çıkarttık.Fakat ben artık birkere tedirgin olmuştum.10 gün Şanslıyı izledik tabiki çok şükür birşey olmadı.Fakat endişe ve canımın yanmasıyla bayramı bitirip evimize döndük.
Eskisi gibi Şanslıyı sevemiyordum.Korkuyordum açıkçası.Sürekli dışarı kaçmak istiyordu.Çok gergin çok mutsuz 😔 gözüküyordu.Birkaç gün sonra onu doğal hayatına bırakmaya karar verdim.Kafesine koyup karşımızdaki bahçenin oraya bırakıp eve geldim.Sürekli zaten evden kaçıyordu eve geldiğinde başka hayvanlardan mikrop kapar endişemde vardı.
Bıraktıktan sonra epey bir göremedim onu.Fakat geçen gün bahçenin kapısında çimlerin üzerinde oynuyordu.Çok sevindim onu görünce,özlemişim merakta etmiştim.Şanslı seni çok seviyorum.Şansın açık olsun,mutlu ol...🙏💕
Kediler akıllı çok şirin hayvanlar.Kedileri çok seviyorum fakat artık elliyemiyorum maalesef.Artık her gördüğüm kedide Şanslıyı görüyorum o sevgiyi hissediyorum.Şanslı sayesinde kedi 😻 sevgisi,hayvan sevgisi çok fazla oluştu bende.Hayvanlara bir başka bakıyorum şimdi.Onlarında duyguları var, onlarda mutlu,mutsuz olabiliyorlar.Geçenlerde oğlum anlattı;arkadaşının kedisi depresyona girmiş doktor ilaç vermiş.Yazık hayvana çok üzüldüm.İnşallah kısa zamanda atlatır.
Uzmanlar evde kedi beslemenin insanın ruhuna iyi geldiğini söylüyor.Benim ruhuma iyi geldiği kesin😊💕
Sevgiyle kalın



50 yaşın güzellikleri


Merhaba dostlar zaman öyle çabuk geçiyor ki hızına yetişemiyoruz.Pazartesi ile başlayan hafta bir bakmışsın hafta sonuna gelmiş.Zaman,günler haftaları,haftalar ayları,aylar yılları adeta kovalarcasına hızla ilerliyor.Ne ara geldim ben bu yaşa diye hayıflanırken birden 70 yaşında olan annemi düşündüm.Yüzündeki kırışıklıklar artmış,hareketleri yavaşlamış,orası burası ağrısada çevresindeki yaşlılara göre maşallahı var annemin. Ben o yaşa geldiğimde neler hissederim acaba diye de içimden geçirdim açıkçası...

Her yaşın ayrı bir güzelliği vardır derler ya kesinlikle katılıyorum.Nasıl bu yaşa ulaştığımı anlamasam da 50 yaş harika bir yaş.Kendi adıma itiraf etmeliyim ki kendimi bulduğum,hayatın tadına vardığım,kendimin öncelikle değerli olduğunu farkettiğim yılların başlangıcı bu yaş.
Bu yaşlarda insanların ne düşündüğünü artık pek fazla  umursamıyor,abuk sabuk şeylere kendini eskisi kadar üzmemeye başlıyorsunuz.Bu benim için en önemli olanı ;Hayatındaki insanları olduğu gibi kabul ediyorsun.Açıkçası bu durum insanı çok rahatlatıyor 50 yaşını beklemeye gerek yok fakat zamanında ben bunu uygulayamadım ne yazıkki 😊
Görüşmek istemediklerini eliyorsun."Ama ayıp olur"devri 50 yaşla son buluyor.Bazen çevremizde öyle bencil olan insanlar varki hep ben konuşayım,hep benim dediğim olsun,hep ben ben...Valla böyle insanlarla irtibatımı mümkün olduğunca kesiyorum.


Geçmişte yaptığın hatalardan ders çıkarıyorsun,Hayır diyebilmeyi öğreniyorsun.
Kafana taktığın şeylerin sayısı azalıyor.Artık hiçbirşey sağlıktan kendi mutluluğundan önemli olmuyor.

Herşeyi problem eden,dedikoducu,herkesi kötü anlatan,kısacası ruhunu daraltan insanlarla görüşmek zorunda olmadığını farkediyorsun.Böyle insanları rahatlıkla hayatından çıkarmayı öğreniyorsun.Zamanımı ve enerjimi çalan insanlara yer  yok.

Sağlığına her zamankinden daha fazla dikkat ediyorsun.Kilo vermeyi,güzellik için değil sağlık için istiyorsun çünkü çevrende kilosundan  ötürü şeker hastalığı,kalp hastalığı gibi hastalıkları olanları fark ediyorsun.

İnsanın ilk yirmi yılı hiçbirşey anlamadan aileye topluma kendini kanıtlamakla,ikinci yirmi yılı iş güç çoluk çocuk aile içi çatışmaların idare etmekle,on yılı ise olgunlaşmak ve sevginin salt sevginin değerli olduğunu anlamakta geçermiş.

Değer verdiğiniz sevdiğiniz arkadaşlarınızın değerini daha çok anlıyorsunuz onlara layık olmaya çalışıyorsunuz.Ben buna son zamanlarda daha çok önem vermeye başladım ve böyle arkadaşlarımın herşeyin en iyisine layık olduklarını düşünüyorum.

Çocuklarımızı büyütmüş artık kendimize daha çok zaman ayırma yaş dönümü bu yaş.Çocuklarımızın doğup büyüdüğü yıllarda hayatımız sadece onlardı.Hayatımızı onlara göre planlamıştık.Yemek onların sevdiği şekilde yapılıyor,gezme onların istediği yerlere yapılıyor,Televizyonda onların sevdiği kanallar açılıyordu.Çocuklar büyüyüp evden ayrıldıklarında ilk zaman boşluğa düşüyorsunuz fakat sonra kendinize ayırdığınız zamanı iyi değerlendirmeyi öğreniyorsunuz.
Yemek tarifi yada başka birşey danışmak için annemi arıyorken,şimdi kızımın ve oğlumun bana danışmalarından memnunluk duyuyorum.Şu an sahip olduğum bilgi ile kendimi çok daha iyi hissediyorum.

İkinci bir okul,eğitim,kurs yada içinizdeki ukde kalmış herşeyi yapmak için 50 yaş en ideal yaş açıkçası.Fırsatlar dünyası 50 yaşınızı doldurduğunuzda açılabilir. Bilginiz ve birikiminiz,artık yeterli zamanı ayırabilmenizle birleşince çok daha verimli olabiliyorsunuz.
Başkalarının  hatalarından ve yaşadıklarınızdan ders çıkartarak aynı hataları tekrarlamamaya dikkat ediyorsunuz.Karşınızdaki insana  daha anlayışlı olabiliyorsunuz.Örneğin sizi  eleştiren birisinin samimiyetini görebiliyorsunuz.Bu eleştiri maksatlı ise kişiye bakıyorum, zavallı diye içimden geçiriyorum.Zaten sorunlu bir insan,kendini bu şekilde rahatlatıyor olmalı düşüncesiyle söylediklerinin fazla üzerinde durmadan konuyu kapatıyorum.

Sonuç itibariyle bugün hayatıma baktığımda mutlu bir kadın görüyorum.Geçmişte yaşadığım kalp kırıklıklarım var.Artık onları umursamamayı öğrendim.Sanırım bunun için bu yaşlara gelmem gerekiyormuş😊
Hayat şikayet edecek,birbirinizi üzecek kadar uzun değil.Kalan hayatımızı çok daha mutlu ve verimli geçirmek gerektiğini düşünüyorum.


Mutlu ve sağlıcakla kalın...

Kurban Bayramı, Kurban ve Kur'an

Toplumumuzun yüzde doksan dokuzu Müslüman diye biliyoruz. Ancak ülkemizdeki Müslümanların, İslam'ın temel kavramları hakkında doğru ve d...